Isı İzolasyon,Terleme ve Kondenzasyon Sorunları
Binalarda dış cephe kaplama sistemleri gerekli olan mantolama ihtiyacını sağlamak hedefiyle detaylandırılmalı değişik iklim mekanları ve yapı tarzına makul sistemler seçilmelidir. Alüminyum giydirme cephe sistemleri değişik katmanlardan oluşmaktadır. Alüminyum giydirme cephe sistemlerinin tümünde tespit edilen ortak prensip ana taşıyıcı strüktürün düşey alüminyum profil olmasıdır. Mantolama nedir? yazımızdan da faydalanabilirsiniz.
Isı Yalıtımsız Binada Yaşanan Sorunlar
Bu aşamadan sonra kapaklı giydirme cephe sistemleri ve strüktürel silikonlu giydirme cephe sistemleri değişik katmanlaşırlar. Bu katmanlaşmalar alüminyum ısı iletkenlik özelliğini engelleyici detaylardan oluşmaktadır. Giydirme cephe sistemlerinde ısı izolasyonu, poliizobütilen sahibi olan ısı bariyerleri, EPDM lastik fitilleri ve kapak altı ısı bariyerleriyle yapılmaktadır. Giydirme cephe elemanının yüzeyinde sıcaklık değerinin düşmesiyle buharın suya dönüşmesi yani terlemesi ve elemanın arasında meydana gelen basınç değişikliği sonunda buharın yoğuşması yani kondenzasyonu, ısı yalıtım malzemelerinin değerini düşürmekte, kimyasal bozulmalara, dış cephe kaplama malzemelerinde kabarmaya sebep olmaktadır. Terleme ve kondenzasyonun namacıyla bulunduğu hasarlar, yapı elemanları arasında oluşturulan havalandırma, iç havada meydana gelen bağıl nemin azaltılması, cephe elemanının yüzeyinde oluşacak ısı değişikliğinı azaltmak amacıyla ısı tutucu ve ısıtma sistemi kullanılması ile önlenebilir.
Tabakalı (Katmanlı) Dış Duvarlarda Su ve Nem Yalıtımı
+ Yağmur Suyu
İki tabakalı bir duvarın ön tabakası yağmur yağarken evvel doyuncaya kadar su almaktadır. Rüzgar basıncının etkileri ile doymuş taştan ya da derz harcından az miktarda su girebilmekte ve arka tarafa akmaktadır. Burada yağmur damlasının kinetik enerjisi taşın tampon (yastık) etkileri ile sönümlenmektedir. Bu durum, yağmur döneminde ön duvar tabakasının su alma becerisi bağlı olarak er geç gerçekleşmektedir. Emme kabiliyeti ön duvar tuğlalarındaki su geçişi emme kabiliyeti daha az olan klinker tuğlalardakine göre daha az olmaktadır.
Bir binanın yel altında bulunmasında, yelın binanın etrafındaki dolaşımı sebebiyle, binanın geometrisine bağlı olarak bir yığılma basıncı oluşmaktadır. Pratikte yel belli ölçüde sapmakta ve iki tabakalı duvarın tabakaları arasında tespit edilen hava tabakasında da dengeleme akımları oluşmaktadır. Pratik şartlarda bir binanın yel altında bulunması halinde akış yönleri dış tabakaya paralel olmaktadır. Rüzgar geçirmeyen iç tabaka (iç sıva) sebebiyle dış tabakadan hiçbir akış komponenti hava tabakası üzerinden iç tabakaya geçmemekte ve böylelikle iç tabakaya akışa bağlı su nakli olmamaktadır.
+ Güneşlenme Sonucu Oluşan Nem Difüzyon Problemleri
Çiğ suyu ya da kondanse oluşumu, konutlarda ve yapı konstrüksiyonlarında bilhassa kışın, nemli sıcak oda havasının soğuk yüzeylere ilişki etmesi halinde görülmektedir. Burada kondanse oluşumuna oda havasının su içeriği ya da çiğ” noktası (yoğuşma sıcaklığı) niçin olmaktadır. Buna karşılık, şayet diş havanın su içeriği ya da dışardan gelen nem etkileri yüzeylerdeki ya da bir konstrüksiyon içindeki kondanse oluşumunun niçinleri ise, bu halde "yaz kondenzasyonu" söz hususudur. İki tabakalı duvarlarda yaz kondenzasyonu yağmurdan ıslanmış ön duvar tabakalarının güneşlenmesi (güneşe maruz kalması) halinde oluşabilmektedir.
Tuğla kırmızı rengindeki ön tabakalarda 40°C'ye varan yüzey sıcaklıkları ölçülmüştür. Isınma sonunda suyun bir alanı dışarı doğru buharlaşmakta, bir alanı da sıcaklık farkları sebebiyle, meydana gelen difüzyon yolu ile içeriye doğru nüfuz etmekte ve yalıtım maddesi içinde, arka duvar tabakasının dış yüzeyinde kondanse olarak yoğuşabilmektedir. Mantolama malzemelerindeki nem artışlarının bir sebebi de yaz kondansasyonudur.
+ Su Verme (Kuruma)
Dış duvarların kuruması hususu ile alakalı yapının nemi, konut içindeki nem ve yağmur nemi ayırt edilmelidir. Ara (çekirdek) yalıtımı tespit edilen ve bulunmayan, ama doğru uygulanmış iki tabakalı duvarlarda yağmur yalnızca dış tabakayı etkilemektedir. Alınan yağmur suyunun büyük bir alanı dışarıya verilmektedir. Binanın nemi ise kısmen içeriye ve kısmen de dışarıya taşınmaktadır.
İki tabakalı konstrüksiyonun iç tabakasındaki dışarı doğru olan nem iletimi kapilarite (kılcallık) etkileri ve su buhar difüzyonu ile malzemenin bilhassarine bağlı olarak gerçekleşmektedir. Genelde DIN 1053'e makul duvarlar söz hususu olup bunlarda nem iletiminin mühim bir alanı kapilarite etkileri ile olmaktadır.
Dış tabakaya sınır teşkil eden hava ya da yalıtım tabakası sayesinde nem kolay olarak yalnızca buhar difüzyonu ile dışarıya nakledilmektedir. Burada nem, havalandırılan hava tabakası bulunması halinde direkt olarak dış havaya verilmekte ya da ara (çekirdek) yalıtım,' halde ön duvar tabakasının iç yüzeyinde yoğuşmaktadır. Nemin kılcallık etkileri ile ön duvar tabakası üzerinden dışarıya (dış ortama) doğru olan iletimin devamında duvar taşlarının emme kabiliyetine bağlı olarak farklılikler oluşmaktadır.
Emme kabiliyetli tuğlalarda kapilarite etkili iletim, taşlar ve derz harçları üzerinden, emme kabiliyeti olmayan klinker tuğlalarda ise mühim ölçüde derzler üzerinden gerçekleşmektedir. Nem iletiminin sızdırmaz bir kaplamanın gerisinde tespit edilen bir hava tabakası üzerinden gerçekleşen her iki türü gösterilmiştir. Havalandırma yolu ile nemin tahliyesi kuramsal olarak yalnızca ara yalıtımı bulunmayan, hava tabakalı duvar ile olasıdır.
Daha evvelki konularda da açıklandığı gibi, bu tabaka duvarın alt ve üst evresinde tespit edilen deliklerin dış hava ile bağlantılı olmak zorundadır. Fakat burada da, dış hava şartlarına bağlı olan havalandırmanın yeteri kadar olmaması halinde, nem tahliyesi kısmen, dış tabakada meydana gelen kondanse ile gerçekleşmektedir.
Ara yalıtımında havalandırma şuanlık olası görünmemektedir. Burada da, duvarın üst evresinde havalandırma deliklerinin bulunması yarar sağlamadığı gibi talep de edilmemekte, yalnızca duvarın dibinde drenaj deliklerinin bulunması istenmektedir. Bu drenaj delikleri gerçek anlamda yalnızca sızdırmaz, derzi bulunmayan ön tabakalarda gereklidir. Duvarlarda akan suyla alakalı izlere anında anında hiç rastlanmamaktadır. Burada akan kondanse duvar taşları ya da derz harcı yönünden emilmekte ve nakledilmektedir.
Her iki iletim mekanizması (havalandırma ve kondanse oluşumu ile nem iletimi) etkileri bakımından eşittir. Pratikteki şartlara genelde her iki mekanizma farklı oranlarda oluşmaktadır. Buna karşılık ön tabakadan (tuğla duvar, klinker tuğla duvar ya da sızdırmaz yontulmuş taş plakalar olması fark etmez) olan difüzyon ihmal edilebilmektedir. Bu halde ön tabakanın difüzyon direnci mühim değildir.
En iyi cephe giydirme sistemi kuşkusuz mantolama ve söve uygulamasıdır.
Metpor
info@metpordekor.com
Okunma Sayısı : 4 400